ÖNCE HALK OKUR

50/30/20 Kuralı İle Hedeflerinize Ulaşın

Hepimizin çalışma hayatından beklentileri var. En önemli beklentilerimizden biri de şüphesiz geçimimizi sağlayabilmek. Bu kavramın karşılık geldiği miktarlar kişiler için değişiklik gösterse de, aslında hepimizin benzer hedefleri var. Öncelikli hedefin kira, faturalar, vergiler, temel gıda alışverişi başta olmak üzere periyodik ödemelerimizi gerçekleştirebilmek olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Ancak hayatın bize getirdiği mali yükümlülükler maalesef bunlarla sınırlı değil. Her zaman yeni şartlara adapte olmak ve bu şartları karşılamak için bütçemizde yeni ihtiyaçlara yer açmak durumundayız. Buna ek olarak, hayatımızı güzelleştirecek, bizleri mutlu edecek mal ve hizmetlere de erişmek istiyoruz. Son olarak kendimiz ve ailemiz için gelecek kaygısı çekmemek, buna karşı birikim yaparak önlem almak da hepimizin bir diğer hedefi diyebiliriz.


Peki, bütçemiz çerçevesinde bu hedefleri ne kadar yerine getirebiliyoruz?

Bütçemizi titizlikle düzenlemediğimiz zaman bu hedeflerden uzak kalmamız epey yüksek bir ihtimal... Örneğin, eğlence için yaptığımız harcamalar, temel harcamalarımızın önüne geçiyor olabilir. Ya da çeşitli yollarla yatırım yaparken ihtiyaçlarımızı es geçiyor olabiliriz. En önemlisi de yaptığımız harcamalar kısa veya uzun vadede gelirimizi aşabilir, borçlarımız ayrı bir gider kapısı oluşturabilir. Böylece hedeflerimizden daha da uzaklaşmak kaçınılmaz olur. Bu sorunların önüne geçmek için sizi Amerikalı akademisyen ve siyasetçi Elizabeth Warren’ın ortaya koyduğu 50/30/20 Kuralı ile tanıştırmak istiyoruz.

50/30/20 kuralı

Akademik çalışmalarını orta sınıf tüketicilerin icra-iflas prosedürlerindeki haklarının korunmasına yönelten Warren, siyasi hayatında da orta sınıf tüketicilerin finansal haklarını korumak için önemli çalışmalar yaptı. Bu girişlerinin yanı sıra, ortaya koyduğu 50/30/20 kuralı ile birçok kişinin hayatını etkiledi. Peki, 50/30/20 kuralı nedir? Detaylarıyla açıklıyoruz.

50/30/20 kuralındaki rakamlar, bütçemizin yüzde kaçını hangi harcamalar için ayırmamız gerektiğini gösteriyor. Warren’a göre, bütçemizin yüzde 50’sini temel ihtiyaçlarımızı karşılayan sabit giderlerimiz, yüzde 30’unu eğlence ve değişken isteklerimiz, yüzde 20’sini de geleceğe yatırım yapmak için ayırmalıyız. “Hayatımıza bu kuralı nasıl entegre edebiliriz?” dediğinizi duyar gibiyiz… Gelin, neler yapabileceğinize göz atalım.

Aylık gelirinizi hesaplayın

Evet, yanlış duymadınız. Aylık gelirinizi hesaplarken önünüze çıkan işe bağlı masrafları, varsa vergilerden doğan sabit kesintileri hesaba katmak zorundasınız. Sigorta masrafları çalıştığı kurum tarafından karşılanan ve sabit ücretle çalışan birisiyseniz bunu yapmanız nispeten daha kolay. Ancak, kendi işinizin patronuysanız veya günümüzde oldukça yaygınlaşan serbest zamanlı bir işte çalışıyorsanız; vergileri, harçları, diğer bedelleri ve işe bağlı yol, donanım ve diğer tüm masrafları da dikkate almalısınız. Özetle, aylık gelirinizi hesaplarken vergi ve masraflardan arındırılmış tutarı dikkate almalısınız ve ona göre bütçe düzenlemesi yapmalısınız.

İhtiyaçlarınızı belirleyin

50/30/20 kuralına göre, aylık gelirinizin yüzde 50’sini ihtiyaçlarınıza ayırmalısınız. Bu ihtiyaçları aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz:

  • Faturalar
  • Vergiler
  • Barınma 
  • Sağlık
  • Ulaşım
  • Çocuk bakımı ve/veya okul masrafı
  • Mutfak masrafları
  • Giyim
  • Aylık kredi kartı borçları
  • Aylık kredi taksitleri

Burada dikkat edilmesi gereken asıl nokta ise ihtiyaç, istekler ve gelecek planlarımıza olan bakış açımız. Örnek verecek olursak, kredi kartımızla mutfak masraflarımızı karşılıyorsak kredi kartı borcunu kapatmak için ayırdığımız miktarı yüzde 50’lik dilimde değerlendirebiliriz. Ancak yeni bir televizyonun taksitlerini ödüyorsak, bu harcamayı aşağıda bahsedeceğimiz yüzde 30’luk dilimde değerlendirmek en doğrusu olacaktır. Giyim harcamalarımız ve hangi amaçla kredi çektiğimiz de bu bağlamda değerlendirilmeli, ona göre sınıflandırılmalıdır.

İsteklerinizi belirleyin

50/30/20 kuralı bağlamında, zaruri olmayan ve isteklerinizi kısa, orta ya da uzun vadede karşılayacak harcamalara bütçenizin yüzde 30’unu ayırmalısınız. Seyahat, hobiler, ihtiyaç dışı giyim, teknolojik ürünler, dışarıda yeme ihtiyacınızı karşılayan tüm mal ve hizmetlere yapılan harcamalar, aylık gelirinizin yüzde 30’u ile sınırlı kalmalıdır. Harcamalarınızı az bir çabayla takip ederek hem bütçenizi düzenleyebilir hem de isteklerinizi karşılayabilirsiniz.

Geleceğinizi planlayın

Kendimizi zor zamanlara hazırlamak, geleceğimiz için planlar yapmak ve bunun için para biriktirmek birçoğumuzun ortak hedefi. 50/30/20 kuralı, bu amaçla yapacağınız harcamalar için gelirinizin yüzde 20’sini ayırmanızı öneriyor. Vadeli yatırım hesaplarını, bireysel emeklilik fonlarını, döviz ve altın hesaplarını söz konusu yüzde 20’lik dilime dâhil edebilirsiniz. Ayrıca temel ev teknolojileri, dekorasyon, gelecekteki eğitim masrafları gibi uzun vadeli hedeflerinize yönelik bir bütçe planlaması yapıyorsanız, temel ihtiyaçlarınıza ayırdığınız bütçeden destek almanın yollarını arayabilirsiniz. Ancak bu noktada belirli bir oranı aşmamak, hayat standartlarınızı korumanıza yardımcı olacaktır.

50/20/30 kuralını uygulayarak karmaşık hesaplamalara gerek kalmadan bütçenizi düzenleyebilir, hedeflerinize ulaşabilirsiniz.